8 Eylül 2008 Pazartesi

Maceracılar*




Haftasonu Çağlar kardeşimin gelmesiyle kısa bir nefes alma imkanı yakaladık. Maceracı ruhumuz hemen kabardı, kendimizi Kalkan'ın dışına doğru attık, dağlara, ormanlara koştuk. Koşmadık, Sabri abinin pikupu aldık. Önce batıya gittik, Yalı Burnu denilen yere gelmeden muhteşem ormanların içinden ilerledik. Yol daraldı, hava karardı ama pes etmedik, en son noktaya ulaştık, denize girdik ama indiğimiz rampaları geri çıkamadık. telefon da çekmiyor, in cin vaziyeti, yemek yok, su yok.... Renç Koçibey abimiz imdadımıza yetişti.




Pes etmedik ertesi gün, doğuya döndük ama bu sefer gerçek yollardan gitmeye karar verdik, güzel güzel. Enfes yollardan, ormanlardan geçerek Sarıbelen köyünden ileriye Kaş'a doğru ilerledik. Memleketimizin hiç bilmediğimiz bir yerinde Radar Hava Komutanlığı olduğunu, oradan şanlı ordumuzun bırakın Akdeniz'i, tüm dünyayı izlemekte olduğunu öğrendik, içimize sular serpildi. Gökçeören Köyü yakınlarında mola verdik, mola noktasının manzarasından ayrılamadık, buralardan güzelcene bir yer almaya karar verdik. Parası olan yatırım yapmak isteyenleri davet ediyorum. En kısa zamanda konuyla ilgileniyoru. Bu sefer de arabamızın benzin pompası bozulduğu için yolculuğu Gökçeören Köyü'nde noktalamak ve kurtarma ekiplerini çağırmak durumunda kaldık. Bu sefer telefon çeken yere kadar yine Renç abinin eşliğinde ilerledik.








*Ev sahibimizin tabiri. Kapı önünde karşılaştığımız ve bir anda anlamsız bir tartışma içine düştüğümüz Rauf Albay 'Hep maceracılar geldi' diyor, ne dediği, ne demek istemediği tam anlaşılamıyor, Çağlar da hemen cevabı yapıştırıyor: 'Biz de maceracıyız amca, biz de maceracıyız!'. Halbuse ev sahibimiz emekli askeri veteriner doktor Rauf Albay 'maceracı' kelimesiyle olumsuz bir anlam vermeye çalışmaktadır. Hipiler falan gibi kişileri kastetmektedir. Karşılıklı boş bakışmalar....

1 yorum:

konsül dedi ki...

heyt be! eski maceracilardan kim kaldi...