1 Kasım 2008 Cumartesi

1 Kasım 2008

Eloşumuza,

Günlerdir birinci doğumgünün için ne yazacağımızı düşünüp düşünceden düşünceye koşarken ve gene, her zamanki gibi, bu işi de son dakikaya bırakmışken, birden bire gelen bir haberle sarsıldık. Dedenin kalbinden ameliyat olması gerekiyormuş ve kaderin garip bir cilvesi olarak tam da senin doğumgününde ve senin doğduğun hastanede. Neyse ki, başarılı bir ameliyat geçirdi ve şu an yoğun bakımda dinleniyor. Gelecek sene ikinizin birden doğumgününü Akay Hastanesi'nde kutlayalım diyoruz. Bu sene ister istemez çok gölgede kaldın.

Oysa ki bir haftadır kafada neler neler yazdık. Her seferinde, ne yazarsak yazalım, bizi ne kadar mutlu ettiğini anlatacak doğru kelimeleri bir araya getiremedik. Kelimeler hep senin bir adım gerinde kaldı. Bir senedir yaşadıklarımızı, hayatımıza getirdiğin ışığı ve kattığın anlamı nasıl yapsak da sana anlatsak, sana nasıl teşekkür etsek bilemedik. Ve artık doğumgününün son anları...

Canımız kızımız! İyi ki doğdun, iyi ki varsın. İyi ki yemek yemiyorsun ve iyi ki uyumuyorsun ayrıca. Hayatımıza renk geldi, ne o öyle günde altı saat uyumalar, tv izlemeler, müzik dinlemeler, kitap okumalar, tatile çıkmalar vardı hayatımızda. Şimdi sadece sen varsın ve hepsinden iyisin! Afacanlıklarını, dilinden dökülmeye başlayan tatlı sözcükleri, 2 gün önce attığın adımcıkları, hep seni hep seni konuşmak en önemli işimiz artık.


Sevdiklerinle birlikte geçirdiğin en mutlu anlarını bir araya getirip bir klip yaptık. Yaparken de izlerken de çok eğlendirdin bizi.

İyi ki doğdun kuzu budumuz!