24 Mayıs 2007 Perşembe

Bombadan sonra Anafartalar Carsisi

Ahmet Cakar'dan portakal nasil soyulur:) - 150507

bu sefer not alamadim ama asagidaki linklerden ahmet hocanin tuncaya gelen transfer tekliflerini kimden oldugunu birer birer nasil ortaya cikardigini, masadaki pazarligi nasil ortaya koydugunu, birakmasalar, tuncayin kac para istedigini de soyleticegini izleyebilirsiniz...

http://www.youtube.com/watch?v=-u1YZFclrMo


istihbarat yapin, degerlendirme yapin, analiz yapin


http://www.youtube.com/watch?v=BsA_935sFag

hocam hic zorlama yaa, manchester city, hic zorlama, zorlama yaa..

18 Mayıs 2007 Cuma

İstanbul gezisi - 170507


Çok güzel birkaç gün geçirdim. İstanbul'daki herkese çok teşekkürler. Bir dakika bile boş kalmadım, sürekli bir hareket, sürekli gelenler ve gidenler. Son dakikasına kadar her şey çok eğlenceli ve keyifliydi. İlk 2 resim Devrim'le Sertaç'ın ofisinin penceresinden görünenler. Diğer resimler Serdar'la yaptığımız Balat gezisinden.
Son resim de Savoy'da Emre'yi beklerken.... Ahu'nun bakışlara ve sol eline dikkat çekiyorum.



15 Mayıs 2007 Salı

Acil Demokrasi Alarmı

1990...
Bulutsuzluk Özlemi ikinci albümünü yaptı.
Bana göre ikinci albüm, rock müzik ritm ve melodilerini, anadolu sesleri ile harmanlayarak mesaj kaygılı şarkılar üreten, o günkü pop ağırlıklı müzik piyasasında kendi mecrasını oluşturma çabasındaki Bulutsuzluk Özlemi'ni, oldukça başarılı bir pozisyona taşıdı.
Çoğunluğu üniversiteli gençlerden oluşan, 'belli' bir dinleyici kitlesine hitap eden grup, özel konserlerinin yanı sıra (basından takip edebildiğim ve hatırladığım kadarıyla) üniversitelerin bahar şenliklerinde veya rock barlarda, ellerde biralar, kollarda sevgililer eşliğinde zevkle dinlenir, gençliğin isyankar enerjisinin dışavurum arenalarında hep bir ağızdan bağırılırdı:
Güneşimden kaaç!!

2007...
Bulutsuzluk Özlemi bu defa cumhuriyet mitingi meydanlarında, sahnede.
Rejim değişikliği kaygıları, laiklik tartışmaları, anayasa mahkemesi kararları, muhtıra etkisi, halkın tepkisi, ebe sobe derken, demokrasi kavramı artık tabandan tavana az ya da çok herkesin hayatına girmiş.
Çağlayan ve İzmir mitinglerinde, meydanları dolduran yüzbinler, zannediyorum Bulutsuzluk Özlemi elemanlarının da şimdiye kadar hiç görmedikleri bir susamışlıkla haykırıyorlar:

Çelişkiler keskinleşsin diye
Böyle mi geçsin ömrüm?
Aaacil demokrasi!
Aaacil! Aaacil!!!

Muthiş bir istek ve coşkuyla, hoplayarak, zıplayarak; halk türküsü sanatçısının hemen ardından sahne alan Bulutsuzluk Özlemi'ne milyonluk koro eşlik ediyor.

Bugün bu şarkıyla meydanlarda acil demokrasi alarmı verenlerin bazıları, eminim 17 yıl önce, çocuklarının bu uzun saçlı, 'bitli rockçı'ları dinlemesini içten içe kaygıyla karşılıyor, yoldan çıkma tehlikesi addediyordu.
Çağlayan ve İzmir mitinglerinde biraraya gelen yüzbinlerce insan, farkında olarak veya olmayarak, başka değerlere de sahip çıktı.
Denize düşen yılana sarılır edasıyla değil, gerçekten öyle hissettiklerini belli ederek,
birçok insan, Bulutsuzluk Özlemi için 'iyi ki varmış' dedi, grupla gönül barıştırdı.

Bulutsuzluk Özlemi sevenler de, zamanında şarkının hakkını vermiş olmanın gururu ile, acil demokrasi şarkısına, şimdiye kadar hiç hissetmedikleri coşkun ve farklı duygular ile eşlik etti.

Acil demokrasi şarkısı gününü saatini bekler gibi patladı.
Bence diyebiliriz ki bir şarkı, hem ait olduğu mekana, hem de ait olduğu kitleye ulaştı.
Çıkışından 17 yıl sonra.


10 Mayıs 2007 Perşembe

ALL - STARS - 3

Elimizin altında olması gereken bir diğer klasik

kel fodul üstelik....

9 Mayıs 2007 Çarşamba

ALL - STARS - 1

Madem öyle, işte böyle!

Şunların hepsi birarada olsun, istediğimizde elimizin altında bulunsun dedim.


Kiev nasihatları:



Erol Büyükburç efsanesi...



efsane devam ediyor:



key serraa, serraaaa...

ALL - STARS - 2

konuğun sesine gülen skiper:






ne dedin seen, çat!




Fener için opera (orjinal)





Koca kafa Caner...





Osmanlı tokadı



maalesef memişi ben de bulamadım.

6 Mayıs 2007 Pazar

Ahmet Cakar'dan yine inciler - 06052007

Bu sefer malzeme az:)

A - Bu faulü görmek için hakem olmaya gerek yok, öyle stadta falan olmaya da gerek yok. Oradaki otelin roofunda kahveni yudumlarken de, bu faulü rahatlıkla görebilirisin.

E - İleri dakikalarda bir surprizimiz olacak.
A – Doğum günü pastası mı yaptırdınız bana?
E – Niye doğumgününüz mü?
A – Yoooo....

A - Bir şey söyliyim mi? Bana kızma ama, sen futbolun f’sinden anlamıyorsun. İstersen küfür et bana.
K - Yok hayır, küfür etmek benim kitabımda yok. Senin gözlerin bozulmuş!
A – Sen futbolu bilmiyorsun!
K – Kralını bilirim
K – Gel bak gel öğretiyim o zaman...
....
A - Faul mü diyosun sen?
K - Evet
A - Ersin sen ne dersin?
E - Yok canım ne faulü
A - Gürcan?
G - Yok faul.
A - Kameraman arkadaşim sen?
A - (Öbür kameramana) sen?
A - (Öbür kameramana) sen?
A - Eh altıya bir kardeşim, bunların hepsi mi yanlış biliyor?

(1997 yılında kendi yönettiği maçın hakemini analiz ediyor)
A - Dur sıkıntı var, benimle ilgili ciddi sıkıntı var. Böyle hakemlik olmaz. Pozisyona 40 m'den fazla uzaktyım. Şu anda fark daha da büyüyor.... Böyle hakemlik olmaz.

Bu arada Kazım Kanat'ın tek hayalinin heykeltraş olmak olduğunu öğrenmiş olduk...

4 Mayıs 2007 Cuma

top50

Bir gün sıkılmış otururken, Çağlar, Burcu ve ben, top50 film listemizi yapalım dedik. Çok hassas davrandık, hiçbir şeyi beğenmedik, ince eledik, sık dokuduk ve yarım yamalak bir liste oluşturduk. 25 filmlik bu liste aşağıda: Kalanını birlikte tamamlayalım diyorum. Onun da aşağısındaki ikinci listede görmezden gelemediğimiz ama listeye de koyamadığımız birkaç film var. Onlarla ilgili görüşlerinizi belirtin ya da yeni film önerileri yapın.
Tabii biraz Hollywood listesi oldu ama Hollywood dışına da açık. Öyle geyik yapmadık, yok Citizen Kane'miş, yok Tarkovski'ymiş, Potemkin'miş. Biz sinema tarihi listesi yapmıyoruz. Sinema'daki yeri ya da öneminden bağımsız olarak, bir ortama geldiğinizde izleniyorsa mutlulukla katılacağınız bir film olmalı top 50. Sonsuz defa izlenebilmeli.
Filmin bir tek niteliği olmamalı. Mesela, müzik, ya da senaryo ya da oyunculuk gibi tek bir üstünlükten öte bir bütün olarak insanı tatmin etmeli, doyuma ulaştırmalı. Yoksa Oscar da dağıtmıyoruz.
Sonra serilerden birden fazla seçmemeye çalıştık. Mesela Star Wars'ların hepsini koymak istiyor insan, ama öyle de saçma oluyor. O yüzden en iyisiyle yetinmeye çalıştık, ama yine de film olarak ayrıca bu da konmalıdır diyen varsa, düşünelim.
Sıralama yok, hepsi ilk 50 listesindeler.
Tabii izlemediğimiz ve buraya girebilecek filmler de vardır hala. Onları da en kısa zamanda izleyip listeyi update ederiz artık. Ne diyim, bu bizim ayıbımız!
Bir de genre sorunu var tabii. Ama mesela diğer listelerde de pek documentary falan yok. Bir tek sanırım IMDB listelerinde var, açık oy olduğu için en son Al Gore'un filmi girmiş. Bu konuda kararsızım ama daha henüz 'yok ya, türü mürü fark etmez, biz bunu koyalım listeye' diyecek bir şey de aklıma gelmedi. Bir tane animasyonumuz var mesela, ama çok az animasyon izlediğimiz de bir gerçek tabii. Yine bizim ayıbımız!
Yani kural yok aslında, gönüller evet desin listeye konmasına yeter. Ama sorumluluğunun bilincinde, vatan millet sevgisiyle dolu bir gönül tabi!
En sonuncuyu ben sonradan ekledim. Mini dizi olmasına rağmen mükemmel olduğu için hak ediyor bence burayı.
Yorum olarak yazarsanız, ben onları alıp listeye eklerim. Aman çok dikkatli olalım, tüm zamanların en şaibeli 50 filmi listesini yapıyoruz, hiç kolay değil!

Bunlar da referans alabileceğiniz bazı listeler:
IMDB Top 250
The Best 1000 movies ever made
The 100 Most Acclaimed Movies of all the Time
Time All-time 100 Movies
250 Best Movies Made in the last 20 Years
Mr Showbiz - 100 Best Movies of All Time
(Tabii çok da fazla da referans almayın!)

"I love these list-making occasions, even though I know we should all be embarrassed to do such things in public."

-- Richard T. Jameson
editor,
Film Comment,


Saibeli Top 50

  1. Being John Malkovich - http://www.imdb.com/title/tt0120601/
  2. The Hours - http://www.imdb.com/title/tt0274558/
  3. Requem For a Dream - http://www.imdb.com/title/tt0180093/
  4. Heat - http://www.imdb.com/title/tt0113277/
  5. Godfather I - http://www.imdb.com/title/tt0068646/
  6. Intacto - http://www.imdb.com/title/tt0220580/
  7. Star Wars III - http://www.imdb.com/title/tt0121766/
  8. Scarface - http://www.imdb.com/title/tt0086250/
  9. Carlito’s Way - http://www.imdb.com/title/tt0106519/
  10. Crouching Tiger, Hidden Dragon - http://www.imdb.com/title/tt0190332/
  11. The Usual Suspects - http://www.imdb.com/title/tt0114814/
  12. Fight Club - http://www.imdb.com/title/tt0137523/
  13. Shawshank Redemption - http://www.imdb.com/title/tt0111161/
  14. Forrest Gump - http://www.imdb.com/title/tt0109830/
  15. Alien - http://www.imdb.com/title/tt0078748/
  16. Pulp Fiction - http://www.imdb.com/title/tt0110912/
  17. A Shot in the Dark - http://www.imdb.com/title/tt0058586/
  18. Schindler’s List - http://www.imdb.com/title/tt0108052/
  19. Taxi Driver - http://www.imdb.com/title/tt0075314/
  20. Tampopo - http://www.imdb.com/title/tt0092048/
  21. The Good, The Bad and The Ugly - http://www.imdb.com/title/tt0060196/
  22. Blade Runner - http://www.imdb.com/title/tt0083658/
  23. Cyrano de Bergerac (1990) - http://www.imdb.com/title/tt0099334/
  24. Full Monthy - http://www.imdb.com/title/tt0119164/
  25. Snatch - http://www.imdb.com/title/tt0208092/
  26. Angels in America - http://www.imdb.com/title/tt0318997/

Yedek liste:

  1. Dog Day Afternoon - http://www.imdb.com/title/tt0072890/
  2. Big Lebowski - http://www.imdb.com/title/tt0118715/
  3. Indiana Jones and the Temple of Doom - http://www.imdb.com/title/tt0087469/
  4. Hero - http://www.imdb.com/title/tt0299977/
  5. Raging Bull - http://www.imdb.com/title/tt0081398/
  6. Saving Private Ryan - http://www.imdb.com/title/tt0120815/
  7. Spirited Away - http://www.imdb.com/title/tt0245429/
  8. 2001, A Space Odssesey - http://www.imdb.com/title/tt0062622/
  9. A Bird Fly Over the Cocoo’s Nest - http://www.imdb.com/title/tt0073486/
  10. Dark City - http://www.imdb.com/title/tt0118929/
  11. Seven - http://www.imdb.com/title/tt0114369/
  12. Maltese Falcon - http://www.imdb.com/title/tt0033870/
  13. The Great Escape - http://www.imdb.com/title/tt0057115/
  14. Solyaris - http://imdb.com/title/tt0069293/

1 Mayıs 2007 Salı

Erdal İnönü'den 4 anı

Can Dündar'ın programını izlemeyenler için Erdal İnönü'nün anılarını aktarmak istiyorum. İnönü tartışmanın ilk turunda mevcut süreçle ilgili görüşlerini özetledikten sonra, Can Dündar'ın Türkiye'de demokrasi ve niye bu krizlere girdiğimiz komnusundaki sorusuna, Dışişleri Bakanıyken 4 büyükelçiyle yaşadığı 4 diyaloğu aktararak cevap verdi.

1. Amerikan - Daha yeni bakan olmuş Erdal İnönü, Amerikan Büyükelçisiyle biraraya gelmişler, laf askeri darbelere gelmiş. İnönü uzun uzun anlatmış, artık beyaz bir sayfa açıldığını, demokrasiye toplumun inandığını, bundan sonra bu tür müdahaleler olmayacağını, herşeyin siyaset içinde cözüleceğini..... Bu uzun konuşmalardan sonra b.elçi teşekkür etmiş, ve giderken "acaba" demiş "Türk halkının uzlaşmayı bilmemesinden mi, hep sadece kendi dediğini kabul ettirmek için uğraşmasından mı?, sürekli asker Türkiye'de müdahale etmek zorunda kalıyor???"

2. Arjantin - Bu sefer Erdal İnönü Büyükelçiye sormuş , niye sizde sürekli asker müdahale ediyor? Niye siyaset islemiyor? B.elçi şöyle cevap vermiş: "Seçimler olur, bir parti seçilir, iktidara gelir, halk mutlu, sokaklarda gösteriler, dans edenler.... iktidar partisi mutlu, hedefler, ümitler....sonra ekonomi iyi gitmediği için mutlaka sorunlar çıkıyor, muhalefet bastırıyor, iktidar tecrübesiz, daha ne olduğunu anlamadan, halk sokaklara dökülüyor, işşizlik, pahalılık derken, basın yazmaya başlıyor 'bunlar yine beceremeyecek, asker uyuma!' diye, sonra asker müdahale ediyor"

3. Lübnan - Lübnan Büyükelçisi İnönü'nüyle sohbet ederken, babasını tanıdığını söylemiş ve babasıyla yaşadıkları bir diyaloğu anlatmış. İsmet İnönü adama sormuş, "Nasıl sizin orada durumlar?" demiş. O da uzun uzun anlatmış, ne kadar iyi olduğunu. Ekonomi iyi, halk mutlu, kültürel zenginlik, ülke hızla kalkınıyor, ekonomik göstergeler çok iyi.... Çok iyi demiş, çok iyi. İsmet İnönü biraz düşünmüş, "ben katılmıyorum sizin durumunuzun iyi olduğuna" demiş. Adam şaşırmış, İnönü açıklamış: "Ülkeniz çok zor bir coğrafyanın ortasında yer alıyor. Tüm komşularınızın topraklarınızda gözü var, ve bu tehlikelere karşı size kendinizi güven içinde hissettirecek güçlü bir ordunuz yok! Geleceğiniz tehlikede!" Erdal İnönü en sonunda ekledi; "Ben bu sözleri dinlerken iç savaş vardı Lübnan'da."

4. Ürdün - Ürdün'de seçimler yaklaşıyormuş, İnönü de Büyükelçi'ye sormuş "Seçimler nasıl geçicek?" diye. "Bir sorun olmaz" demiş adam. Ürdün'de ortalığın biraz karışık olduğu haberleri geldiği için galiba, İnönü biraz garipsemiş ya da şaşırmış bu rahatlığa ve bunu da belli etmiş kendince. B.elçi, "haa demiş, tabii sizdeki gibi olmaz bizde seçimler. O kadar özgür bırakmayız biz halkı. Nasıl bırakıcaz? Halkin tümü ülkenin bütünlüğüne inamıyor ki. Halkın bir kısmı etraftaki Arap ülkeleriyle birleşip başka bir devlet kurup, oradan yoluna devam etmek istiyor. E biz nasıl serbest bırakalım bunları?

Ahmet Cakar'dan yine inciler - 01052007


tuncay'la kezman'in tartismasi uzerine:
ac - fenerbahcenin bu duruma dusmesinin en onemli nedenidir bu, kitabidir bu! dostoyevski kitabi gibidir bu!
...
hocam ne var, macta olur bazen bole seyler, sen cok buyutuyosun, arada kufurlesir futbolcu dedigin gibi ifadeler kullanan gurcan bilgice:
ac - o zaman soyle yapalim, burda tartisalim, sonra reklam arasinda "allah belani versin gurcan" diyim ben sana...

bu gece kazim'la gurcan'in ikisiyle de sikintili ahmet hoca:
ac - bu aksam agzinizla kalbiniz, beyninizle dudaklariniz farkli calisiyor!!!
ac - bu aksam ikiniz de eyyam semalarinda dolasiyorsunuz...

fenerbahce - digiturk gerginligi uzerine:
ac - bir adami yok edemeyeceksen, hic bulasma! ya yoket, ya da yarali birakma, cunku yarali adam seni yer.

kk - ben sansala tek laf soyletmem
ac - ben de ermana soyletmem!

defalarca soyledigi halde, kazim kanat getirdigi celik tel kesme aletini (digiturk kablolarinin ancak bununla kesilecegini anlatmak icin) masadan kaldirmamakta israr ettigi gibi, arada sirada eline alip sallayinca hoca sinirlendi:
ac - sen beni kesmek mi istiyorsun, sen benim saclarimi kesme, ben sana baska bir yerimi veriyim, orayi kes!!!

kk - ....o oyle olmus.... bu boyle olmus.... boyle diyorlar, sen ne diyorsun hocam buna, boyle komplo teorileri yaziliyor?
ac - Ben komplo teorisi yazmam, ben olacak olanlari onceden yazarim!!!

ersin - hocam tartismali pozisyonlar var, onlara gecicez
ac - bana gore tartismali pozisyon kazim kanat!

ac - beyler siz ucunuz de bu aksam beni cok sasirttiniz, aslinda uzdunuz de. Beyler siiiiiz, (birkac saniye sustuktan sonra) bi laf soylicem simdi agir kacicak, o lafi geri aliyorum.

ac - su makas var ya, senin gozlerine baktigimda, sirtimda boyle anakondayla goz goze kaldigim ani hatirliyorum. Anakonda boyle, yagli, kalin, bacak gibi, boyle.....
kaldir sunu yaaaa, hakkaten sinirlerim kalkiyor yaaa....
kk - yook kaldirmayacagim, cunku ben para verdim. (para verip digiturk almasini kastediyor)

kk - biz neti eleştiriyorduk, hakan, gel kurtlara madara olma, bu kadar oynadın, artık bu yaştan sonra, bak yoruluyorsun...
ac - peki hakan da sana dese ki, kazım abi artık yaşlandın, bak hastılıklarla ameliyatlarla falan uğraşıyorsun, gel kurtlara madara olma??

kk - sen o düdükle geldin bu noktaya, düüt düüt düüt öttüre öttüre....

gb - hocam şöyle bir şey var mıydı? ben yanlış mı hatırlıyorum, yanlış hatırlıyorsam düzelt,
ac - o zaman güzel anlat
kk - dedi, ben hakem eleştirmenliği yapmam bırakınca dedi
ac - öyle demedim ama ona benzer bir şey söyledim, ben yalan söyleyemem, söylersem de zaten burun kıllarım başlar oynamaya, oradan anlarsınız. Yapmam, yaparsam da çok kibar yaparım dedim. Şimdi ona 30 milyar, ona 10 milyar, öbürkülere 6şar milyar tazminat ödedik. Demek ki kibar yapmamışız, sert yapmışız, çocukların kalbini kırmışız. Hepsine söylüyorum, onlar yüzünden kırdım, bugün olsa yine kırarım! Türk hakemliği yerlerde sürünüyor. Ben serdara söyledim, o akşam serdarın hakemlik hayatı bitti. Serdar, hoşgeldin aramıza:)

ac - kimin düşeceğini bilmiyorum, ama kimin düşmeyeceğini biliyorum.
ersin - kim hocam?
ac - söylemem
ersin - niye hocam?
ac - hukuk çıkıyor karşıma. her gün savcılığa gidiyorum, orada bir bay var, bir bayan var, onlara ifademi veriyorum, sıkıldım artık ersin. Ama kimin düşmeyeceğini biliyorum.
ersin - Hocam kim şampiyon olacak peki?
ac - onu hiç bilmiyorum işte. Ama kimin şampiyon olmayacağını biliyorum....
(Bence düşmeyecek olarak Kayseriyi kastediyor)